Kim Bu Din Düşmanı?

            Herkesin bildiği, ama hayretle izlediği bir konu var. İyiler hep kazanır sözü artık geçerli değil.
           
           Ramiz yirmi beş yaşlarında hala üniversite öğrencisi, kimilerine göre dindar kimilerine göre ateist bir kişilik. Kendisine sorulursa objektif eleştiri yapan inançlı bir insan. Ne yazık ki bu soran hiç kimse olmadı.

          
          Ramiz, kendi halinde sessiz, damarına basılınca sert tepki koyan küçük olayları bile derinlemesine kadar sorgulayan bir gençti. İbadetlerini zamanında yapar, büyük günahlardan uzak dururdu her zaman. Bu yaşına kadar hiç alkol kullanmadı. Başka bir insanı etkileyecek bir yalan söylemedi. Ayrıca herkesin zayıf noktası  olan, o anda durup ta tanrıya yalvarıp beni bu durumdan uzak tut, önüme engel koy diye dua edip zinadan uzak durmaya çalışıyordu. Ateist-deist olarak algılanmasının da bir sebebi var elbette.
            
       Din hakkında fırsat buldukça araştırma yapıyor, tavsiye edilen ve farklı düşüncelerden kitapları bulup okuyor. Ardından dini tartışmalar yapıyor. Ateistin karşısında bir dindar, dindarın karşısında bir ateist gibi savunma yapıyor. Bu şekilde hem herkesten bilgilerini alıyor hem de onlara yeni bakış açıları kazandırıyordu. Bu yüzden kimilerine göre dindar kimilerine göre ateist.

Celal ise, Ramiz ile aynı yaşlarda kesinlikle dindar bir kişilik. Hata soran olursa birçok kişiye göre bilgili, din konusunda lider sayılır.
Tabi bu konuları araştırmaya yeni başlamış öğrenciler ve onların ortamlarında konuşulan şeyler...
Celal böyle dindar görülmesine, saygı duyulmasına rağmen alkol alan, yeri geldiğinde zinadan kaçmayıp üstelik bu fiili yaptıktan sonra arkadaş ortamında öve öve anlatan, gerekirse olaylara yalan katan biriydi.
Celal insanların zayıf noktalarını biliyordu. Onları bulup bunun üzerinden insanları etkisi altına almayı başarıyordu. Belki doğuştan gelen ya da büyüdüğü çevreden kazanmış olduğu olağanüstü bir iletişim yeteneği vardı. Bununla insanları çabuk ikna edebiliyordu.
Tarihe baktığımız zaman sağ görüşlü; dinci veya milliyetçi insanlar hep daha başarılı olmuştur. Din halkın afyonu ya, bu yüzden dünyanın şu anki harika durumu diye eleştiriyordu Ramiz.
Ramiz de Celal ile aynı dine inanıyordu lakin biri çıkıp bu dünyanın inancı, dini, dili budur demesine gerek olmadığını savunuyordu. Devletlerin veya kurumların dini olmaz bireylerin olur diyordu. Celal’in ise en iyi kozu halkı uyutan kendisine bağlayan Hasan Sabbah yeteneği idi. Hemen istediğini din düşmanı ilan edip dincileri yanına çekebiliyordu.

Ramiz’in kabullenemediği durum, Celal’in tüm büyük günahları yaptığı, kendisinin bunu yapmadığı halde Celal’in dindar görünüyor ve öyle kabul ediliyor, kendisinin ise din düşmanı olarak görülüyor olmasıydı.

Bu tartışmalardan bir şeyler çıkarıp ta acaba ben yanlış yapıyor muyum diye düşünen kişiler nadir olduğu için bu konular tartışılmaya hep devam edilecekti.

Geçmişten geleceğe bir not olsun.


            

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vietnam Savaşı Simgesi 'Napalm Kızı'- Kim Phuc

Sevgili Merhametli İnsanlar

Bir Güzel An