Mutlu Yıllar (İlk Bölüm)
Soğuk kış günlerinden biriydi. Fırtına tüm şiddetiyle
kuzeybatıdan esmeye devam ediyordu. Belki biraz kar yağmıştır umuduyla şöyle
bir pencereden bakıverdi ama yer kupkuru ve asfalt siyahıydı. Hala iki gün
öncesinin ağrısı duruyordu. Arkadaşları son dakikada bir Yılbaşı partisine
davet etmişti. Gitarını alması gerektiğini söylemeyi unutmamışlardı. Gitarını
kaptığı gibi 22 dakika 32 saniye sonra orada olmuştu. Masada birkaç çeşit bira
votka ve viski vardı. Güzel bir gece olacağı başından belliydi. Şarkıları
çaldılar, söylediler, beraber yılın başı için geri sayım yaptılar ardından
şarkılara devam ettiler.
O gece evine geç
dönmüş 20 saattir uyuyordu.
Yüzünü yıkayıp ekmek almak için dışarı çıkmaya
hazırlandı lakin kapıda ayakkabısını göremedi. Bu da yeni yılın ilk talihsizliği diye düşündü. Ayakkabısı
çalınmıştı. Bir ayakkabı bulup ekmek almaya gitti. Sıradan sade bir kahvaltı
yaptı. Amacı sadece tok hissetmesiydi. Kahvaltıdan sonra bildirimlere baktı.
Her zamanki acı dolu haberler…
Genelde haberleri bir sosyal medyadan
takip ediyordu. Sürekli en güncel haberleri orada buluyordu. Kendi profiline
girdi gelen takip isteklerine bakmak için sayfayı yenileyince alttan son
zamanlarda kimsenin yapamadığı kadar mutlu eden renk renk balonlar uçmaya
başladı. Bu onu o kadar mutlu etmişti ki tekrar tekrar sayfayı yeniliyordu.
Yüzünde bir gülümseme oldu. Evet bugün onun doğum günüydü.
Herhangi bir mesaj gelmemişti. On
iki dakika sonra resmi kurumların gönderdiği resmi doğum günü kutlama mesajları
dışında. Kullandığı hat operatörü, hesabı bulunduğu iki banka ve daha önce ürün
sipariş ettiği 1-2 alış veriş sitesi…
Kış aylarında parasız ve yalnız
yaşamanın ne demek olduğunu anlamaya başlamıştı. Üstelik savaş bölgesindeki
ailesinin düşüncesiyle yaşamaya başlamıştı. Onu asıl eriten durum bu
düşünceydi. Hatlar kesik internet yok, iletişim bile kuramıyordu. Belki de
ölmüşler düşüncesi sarıyordu sık sık. Bunu düşününce gerçekleşecekmiş gibi
hemen düşüncesini başka tarafa yönlendiriyordu.
Sınav dönemiydi yapabileceği pek
fazla bir şey yoktu. Televizyon yok, ona zaman ayıracak arkadaşı yok, hava
soğuk dışarı çıkamıyordu. Tek aktivitesi derslerine çalışıp biraz kitap
okumaktı.
Yaklaşık altı saattir aynı
pozisyonda oturuyordu. Akşam saat 10 u gösterdiğinde onu biri aradı.
Yorumlar
Yorum Gönder